Orhan Pamuk
tarafından oluşturulan Masumiyet Müzesi, yazarın aynı adlı romanında anlatılan
günlük hayatta da kullanılan eşyaların hatıra ve anlamlarını gösteren ve
gerçekten tutkuyla hazırlanmış bir müzedir. Orhan Pamuk 1990 yılından itibaren
müze ve romanı birlikte düşünmüş fakat roman 2008 yılında yayımlanmış ve
müzenin açılması 2012 yılını bulmuş.
Kısaca romana
değinmek gerekirse; 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen romanda Kemal ve
Füsun’un hikayesi anlatılıyor. Tutkulu bir aşk ve Kemalin Füsun’un eşyalarını
alıp saklamaya başlaması ile müzenin koleksiyonunu oluşturuyor.
Müzenin genel
yapısına gelecek olursak; müze 80 kadar bölüme ayrılmış, bu bölümlerin hepsinin
romandaki olay örgüsüne göre sıraları var. Müzeye girişte karşıdaki ‘’Hayatımın
en mutlu anıymış bilmiyordum.’’ yazısı insanı daha girişte heyecanlandırıyor.
Ardından camlı bir kutu içinde havalanan bir perde, perdenin üzerinde bir küpe
ve arkadan gelen çevre sesleri. İnsanı gerçekten heyecanlandırıyor, her türlü
duyguları hissedebiliyorsunuz. Müzeye gittiğimde romanı okumamış olmama rağmen
oradaki hissi ve anlatılmak isteneni kolayca alıyorum. Daha sonraki bölümlere
geldiğimizde Füsunun çay içtiği bardaktan tutun giydiği elbiseye, Kemalin çalar
saatinden kartvizitine kadar aklınıza ne kadar eşya geliyorsa hepsi orada.
Yalnız eşyayla kalmıyor yiyecekler, içecekler, Kemal’in lavabosu Füsun’un
küpesi…
Olay örgüsüne
bağlı olarak sıralanmış eşyaları gezerek devam ettiğimizde en üst kata
geliyoruz. Burada romanı okumayanları şaşırtacak bir şekilde bir anda bütün
hikayenin aslında gerçekten yaşanmış olduğunu anlıyorsunuz. Ve hikaye’nin
Müze’nin hazırlayıcısı ve yazarı Orhan Pamuk’a yine aynı yerde anlatıldığı
aktarılıyor. Müze’nin son bölümünde ise Kemal’in tek tek topladığı Füsun’un
sigara izmaritleri bulunuyor. Tutkuyla mı yapılmış yoksa psikopatlık mı bilemem
fakat her izmaritin yanında hangi his ile içildiği bile yazıyor. Bunların
dışında 1950-2000 arasındaki İstanbul yaşamını birçok detayına kadar anlatıyor
müze. Nişantaşı’nın renkli fakat bir o kadar garip hayatına ışık tutuyor.
Masumiyet Müzesi
değişik amaçlar için kullanılan ve bambaşka hatıralar çağrıştıran eşyaların yan
yana gelince daha önceden hiç hissetmediğimiz bir duyguyu, aklımızda hiç
geçirmediğimiz bir düşünceyi ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda bilinçaltımızda
bize engel olan hisler ya da tabularla karşı karşıya gelme imkanı sağlıyor. Bu
müzeyi gezmek hayatınızın en iyi filmlerinden birini izlemek gibi adeta ve
hatta müzeden çıkınca elinize bir sprey boya alıp, şöyle yazmak istiyorsunuz en
yakın duvara;
‘’Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum…’’